Ali imran Suresi




1. E, l, m…


2.  Tanrı’dan başka hiçkimseye boyun eğilmez. O
her şeyin hakimidir. Hep diridir. 


3-4. Daha önceden
insanlığa doğruyu gösteren Tevrat’ı ve İncil’i sunduğu gibi şimdi onları
güncelleyen ve doğruyu yanlıştan ayıran bu mesajı da gerçekten Tanrı
göndermektedir. Tanrı’nın mesajına güvenmeyenlere şiddetli bir ceza var.
Tanrı'nın cezalandırması çok serttir.


5. Tanrı evrendeki
her şeyi bilir. 


6. Sizi ana
rahminde dilediği gibi şekillendiren odur. Ondan başka hiçkimseye boyun
eğilmez. Onun her şeye gücü yeter ve adaletlidir.


7-9. Mesajın özünü
içeren temel ilkeler ve onlarla bağlantılı cümlelerden oluşan bu mesajı sana
sunan da odur. Niyeti bozuk olanlar işte o bağlantıları kopararak onda
bahsedilen şeylerin ne zaman gerçekleşeceği hakkında atıp tutuyor ve insanların
kafasını karıştırıyorlar. Halbuki onların ne zaman gerçekleşeceğini sadece
Tanrı bilir. Onun mesajına güvenenler de: “Tanrım bize doğruyu gösterdiniz,
bize merhamet ederek mesajınızı çarpıtan o kişilere benzemekten koruyunuz. Siz
çok lütufkarsınız. Tanrım siz kesinlikle gerçekleşecek olan o günde bütün
insanları dirilteceksiniz. Tanrı elbette sözünden dönmez” diyerek Tanrı’nın
bütün mesajlarına güvendiğini belirtir. Bunu ancak akıllılar anlar.


10. Güvenmeyenlerin
ise ne malı mülkü ne de çoluk çocuğu onları Tanrı’dan kurtaramayacak, ateşte
yanacaklar.


11. Onlar da daha
önceden mesajıma güvenmemiş ve suçlu oldukları için Tanrı’nın ortadan
kaldırdığı toplumlar ve Firavun hanedanıyla birlikte cezalandırılacaklar.
Tanrı'nın cezası çok sert olacak.


12. Güvenmeyenlere
şunu söyle: “Hepiniz cehenneme gönderilecek, bunalıma gireceksiniz!” Ne kötü
bir meskendir o.


13. Geçenlerde
yüzyüze gelen iki topluluk bu anlatılanların canlı bir örneğidir. Bir taraf
Tanrı’nın mesajını savunuyor, ötekiler ise ona güvenmiyor. Aslında onlar da bu
bahsedilenlere ne kadar uyduklarının farkındalar. Tanrı dilediklerini
kurtaracak. Bunlardan ders çıkarın ey kavrayış sahipleri!


14. Millet
cinselliğin, çoğalmanın, arazi ve hayvan sahibi olmanın, köşeyi dönmenin, lüks
arabaların peşinde fakat bunlar sadece diriliş öncesi hayatın bir dekorudur.
Tanrı bunların hepsinden daha güzel bir mükafat vadediyor.


15-17. Onlara şunu
söyle: “Sizin peşinde koştuğunuz bu şeylerden daha üstünü nedir biliyor
musunuz? Tanrı’dan sakınanlar içlerinden dereler akan ve sonsuza dek
kalacakları bahçelerle ve muhteşem bir eşle mükafatlandıracaklar. Tanrı
onlardan hoşnut olacaktır.” O, “Tanrım size güveniyoruz. Yanlışlarımızı
bağışlayınız. Bizi ateşle cezalandırılmaktan esirgeyiniz” diyen, kendisine
bağlılık gösteren, mesajına uyan, ona teslim olan, onun yolunda harcama yapan
ve sabah akşam ondan bağışlanma dileyen kullarını görmektedir.


18. Tanrı, mesajını
eksiksiz bir şekilde aktaran elçiler aracılığıyla kendisinden başka hiçkimseye
boyun eğilmemesi gerektiğini bildirmiştir. Tanrı’dan başka hiçkimseye boyun
eğilmez. Onun her şeye gücü yeter ve adaletlidir.


19. Tanrı kendisine
teslim olarak yaşanmasını istemiştir. Önceki mesajlara muhatap
olmuş topluluklara daha önceden de Tanrı’nın mesajı aktarılmasına rağmen,
aralarındaki iktidar hırsı yüzünden anlaşmazlığa düştüler. Tanrı’nın
mesajına güvenmeyenler bilsin ki onun yargılaması çok hızlı olacak.


20. Bu sistemi
öğrenmek için yanına gelip münazara edenlere: “Ben ve beni dinleyenler, hepimiz
bütün benliğimizle Tanrı'ya teslim olduk” de. Daha önceden mesaj gönderilmiş
topluluklara da önceki mesajlarından habersiz olan topluluklara da şunu
söyle: “Eğer siz de Tanrı’ya teslim olursanız, doğru yola girmiş olursunuz.”
Eğer umursamıyorlarsa, senin mesajımı aktarmaktan başka yapacağın bir şey
yoktur. Tanrı, kullarını görmektedir.


21. Tanrı’nın mesajına güvenmeyen,
kendilerini uyaran kişileri haksız yere öldüren, o suçsuz insanların canına
kıyanların acı bir cezaya çarptırılacağını haber ver!


22. Onların bütün
çabaları boşa gidecek ve onları hiçkimse kurtaramayacak.


23. Daha önceden
mesaj gönderilmiş olan topluluklara baksana, şimdi düzeni sağlamak
amacıyla Tanrı’nın bildirdiği ilkelere uymaya davet edildikleri halde çoğu
ciddiye alıp umursamıyor.


24. Çünkü onlar
cehenneme girseler bile bir süre sonra çıkacaklarını zannediyorlar. Böyle
şeyler uydurarak kendilerine bildirilen sisteme uymamak için birbirlerini
aldatıyorlar.


25. Kesinlikle
gerçekleşecek olan o gün diriltilip hiçbir haksızlığa uğramadan çabasının
karşılığını gördüklerinde ne yapacaklar!


26-27. Sen de şöyle
dua edebilirsin: “Tanrım  siz her şeyin
hakimisiniz, dilediğinize güç verir dilediğinize vermezsiniz. Dilediğinizi
destekler, dilediğinizi de desteklemezsiniz. Bütün olumlu şeyler sizin
sayenizdedir. Sizin her şeye gücünüz yeter. Geceyi gündüze, gündüzü geceye
döndürürsünüz. Cansızı canlı ve canlıyı cansız hale getirebilirsiniz.
Dilediklerinize sonsuz mükafat verebilirsiniz.”


28. Mesajıma
güvendiğini söyleyen kişiler birbirlerine karşı, güvenmeyen o kişilerle ittifak
yapmasın. Böyle bir şey yapanların Tanrı’yla bütün bağları kopar.
Güvenmeyenlerle ittifak etmek yerine hep birlikte kendinizi onlardan koruyun.
Tanrı onlardan değil, kendisinden korkmanızı istiyor. Sonunda hepiniz Tanrı’nın
huzuruna çıkarılacaksınız. 


29. Onlara şunu
söyle: “Tanrı herkesin içini dışını bilir. O evrendeki her şeyi bilir.
Tanrı’nın her şeye gücü yeter.”


30. O gün herkes
iyiliğin mi yoksa kötülüğün mü peşinde koşmuş olduğunu anlar. Kötü amaçlar
peşinde koşanlar “Keşke bu işlere hiç bulaşmasaydım” der. Tanrı onlardan değil,
kendisinden korkmanızı istiyor. Tanrı kullarına karşı çok şefkatlidir.


31. Onlara şunu
söyle: “Eğer gerçekten Tanrı’yı seviyorsanız, aktardığım mesaja uyun ki o da
sizi sevsin ve yanlışlarınızı bağışlasın. O bağışlayıcı ve şefkatlidir.”
32. Onlara: “Tanrı’nın bu elçisini dinleyin” de. Eğer umursamıyorlarsa,
bilsinler ki Tanrı mesajına güvenmeyenleri kesinlikle sevmez.


33-34. Tanrı
insanlar arasından Nuh’u, İbrahim’i ve Yohakim ailesini ve onların evlatlarını
elçi olarak seçmiştir. Tanrı her şeyi işitir ve bilir.


35. Yohakim’in
hanımı: “Tanrım karnımdaki bebeği size adıyorum. Davetimizde bize yardım ediniz
Tanrım. Siz her şeyi işitir ve bilirsiniz” demişti.


36. Gün gelip doğum
yaptı ve: “Bir kızım oldu Tanrım” dedi. Tanrı onun erkek değil kız doğuracağını
zaten biliyordu. “Adını Meryem koyuyorum. Onu ve soyunu aşağılık
saptırıcılardan korumanızı diliyorum” diye dua etti.


37. Tanrı da onun isteğini kabul
etti ve
Meryem’i nadide bir çiçek gibi yetiştirdi.
Babası öldükten sonra bakımını teyzesinin kocası olan Zekeriya üstlenmişti. Ne
zaman Meryem’in odasına girse, yanında yiyecek olduğunu görürdü. Bir gün:
“Meryem bu yiyecekler nereden geldi” diye sordu. O da: “Bu Tanrı’nın bir
lütfudur. O dilediğine sonsuz mükafat verebilir” dedi.


38. O an Zekeriya:
“Tanrım bana iyi bir evlat nasip ediniz. Siz elbette bu yakarışımı
işitiyorsunuz” diyerek Tanrı’ya dua etti.


39. Odadakilere vahiy dersi verirken, vahiyle ona: “Tanrı seni, onun
mesajına uyan, daha sonra elçi olacak ve halkına öncülük edecek hayırlı, sağlam
karakterli bir evlatla müjdeliyor” d
iye bildirildi.


40. Zekeriya hayret
içinde
“Artık iyice yaşlanmaya başladım ve eşim
de adetten kesildi. Tanrım benim nasıl bir çocuğum olabilir?” de
yince, “Orası öyle ama Tanrı dilediğini yapar”
dedi.


41. O da: “Tanrım bana
bir işaret veriniz” dedi. “Üç gün insanlarla konuşamayacak olman sana bir
işaret” dediler. Sonra evinden çıkıp halkının yanına gitti: “Sabah akşam Tanrı’ya
itaat edin, onu hiç unutmayın” diye işaret etti.


42-43. Meryem’e: “Tanrı seni seçti Meryem, kadınlar arasından seni
seçti ve erdemli biri yaptı. Ona olarak yaşamaya devam et Meryem, daima ona
itaat et, Tanrı’ya teslim olan o insanlar gibi sen de teslim ol” d
iye bildirildi.


44. Bunlar benim
sana aktardığım gizli kalmış olaylardandır. Elbette sen Meryem’in babası
öldükten sonra bakımını üstlenmek için birbiriyle çekişirlerken ve daha sonra
kura çekerlerken onların yanlarında değildin.


45-46.  Meryem'e: “Tanrı sana kendi tarafından kararlaştırılmış bir
söz olarak, adı Meryem oğlu İsa Mesih olan, çok erdemli ve Tanrı’nın en sevdiği
kişilerden olacak, elçi olarak görevlendirilip doğumundan ölümüne kadar
insanlara onun mesajını aktaracak olan bir evlatla müjdeliyor” d
iye bildirildi.
47-49. Meryem: “Tanrım ben hiç evlenmedim, nasıl çocuğum olabilir?” dedi.
“Orası öyle ama Tanrı dilediğini oluşturabilir. O bir şeye karar
verdiğinde ona sadece, olmasını söyler o da oluşur. Tanrı onu Yakupoğullarına
elçi olarak görevlendirecek ve ona öğüt dolu buyruğunu gönderecek, yani
Tevrat’ı ve İncil’i” dedi. İsa daha sonra onlara: “Size Tanrı’dan net bir mesaj
getirdim. İnsanlıktan çıkmış kişileri Tanrı’nın buyruğu sayesinde adam edip
kirlenmiş kişileri arındıracağım. Yani bilinci kapanmış olanların Tanrı’nın
buyruğu sayesinde bilincini açacağım. Tanrı’nın size bildirmiş olduğu sistemde
nelerin anlamını kaydırıp kaydırmadığınızı size anlatacağım” demişti. Eğer
güveniyorsanız bu size yeter.


50. Ayrıca şunları
da söylemişti: “Tevrat’ı güncelleyeceğim. Din adamlarının uydurduğu hüküm ve
yasakların gerçekte Tanrı tarafından emredilmediğini anlatacağım. Size Tanrı’dan
net bir mesaj getirdim. Beni dinleyin, Tanrı’dan sakının.”


51. İsa
onlara: “O hepimizin tanrısıdır. Ona itaat edin. Doğru yol budur”
demişti. 


52-53. Fakat İsa,
halkın kendisine güvenmediğini anlayınca, “Aranızda beni Tanrı uğruna
destekleyen hiç kimse yok mu” diye sordu. Sonradan onun yakın arkadaşları
olacak olan bazı kişiler de: “Evet İsa, biz Tanrı’nın tarafındayız. Bil ki biz
ona güveniyoruz, ona teslim oluyoruz. Tanrım biz sizin mesajınıza güveniyoruz,
elçinizi dinliyoruz.

Bizleri bu mesajın canlı şahitleri arasına
yazınız!” dediler.


54. Halk onlar
hakkında bir plan kurdu, Tanrı da onlara düşmanlık edenlere bir plan kurdu.
O kurdu mu en
alasını kurar.


55-57. Bu olaylar
üzerine Tanrı İsa'ya: “Onlar istediği zaman değil İsa, senin hayatını ben
istediğim zaman sonlandıracağım. Seni onların tuzaklarından koruyup
kurtaracağım. Şimdi seni dinleyenler güvenmeyen o kişilerden diriliş günü üstün
olacaklar. Sonunda hepiniz benim karşıma çıkacaksınız ve ayrılığa
düştüğünüz konularda sizi yargılayacağım.
Güvenmeyenleri kelimenin tam anlamıyla çok ağır bir cezaya
çarptıracağım, hiçkimse onları kurtaramayacak. Tanrı, güvenen ve kendini
düzeltenlerin mükafatlarını da tam olarak verecek. Tanrı suçluları sevmez”
dedi.


58. İşte bu da sana
aktardığım mesajım, öğüt dolu buyruğumdur.


59. Tanrı’nın
İsa’yı oluşturması, insanı topraktan oluşturması gibidir. Olmasını söylemiş ve
o da oluşmuştur.


60. Tanrı’nın sana
bildirdiği bu mesaj gerçeğin ta kendisidir bu konuda hiç şüphen olmasın.


61. Sana sunulan bu
mesaja rağmen İsa hakkında seninle tartışmaya devam edenlere: “Madem
iddialarınızdan eminsiniz, haydi hangimiz haksızsa hep birlikte Tanrı’nın onu
dışlamasını isteyelim” de.


62. İşin aslı
budur. Tanrı’dan başka hiçkimseye boyun eğilmez. Onun her şeye gücü yeter
ve adaletlidir.


63. Eğer
umursamıyorlarsa, Tanrı elbette kimin yanlış yolda olduğunu iyi biliyor. 


64. Önceki
mesajlara muhatap olmuş topluluklara: “Hepimize emredilmiş olan tek mesaja
uyalım, yani sadece Tanrı’ya boyun eğelim, ondan başka hiçkimseye boyun
eğmeyelim, Tanrı'yı gözardı ederek insanlara kölelik etmeyelim” de. Eğer
umursamıyorlarsa, “Bilin ki biz Tanrı’ya teslim oluyoruz” deyin.


65. Önceki
mesajlara muhatap olmuş topluluklar, Tevrat ve İncil İbrahim’in ölümünden
asırlar sonra sunulduğu halde siz neden İbrahim’in yahudi veya hristiyan
olduğunu iddia ediyorsunuz? Hiç düşünmüyor musunuz?


66. Hadi bir parça
bilginiz olan konuda tartıştınız diyelim, fakat zerre kadar bilginiz olmayan
bir konuda neden atıp tutuyorsunuz? Siz bu konuda gerçeği bilmiyorsunuz fakat
Tanrı biliyor.


67. İbrahim
kesinlikle yahudie veya hristiyan değildi. O bütün benliğiyle Tanrı’ya teslim
olan ve ondan başka hiçkimseye boyun eğmeyen biriydi.


68. Bu halkın
arasından asıl İbrahim’in izinde gidenler, bu şekilde olanlardır. Bu elçi ve
onun aktardığı mesaja güvenenler de onun izindedir. Tanrı kendisine güvenenleri
kurtaracaktır.


69. Önceki
mesajlara muhatap olmuş bu toplulukların arasından bazı kişiler sizi de yanlışa
sürüklemek istiyorlar. Farkında olmasalar da onlar sadece kendilerini
aldatıyorlar. 


70. Önceki
mesajlara muhatap olmuş topluluklar, siz bunun da Tanrı’nın bir mesajı olduğunu
anladığınız halde neden güvenmiyorsunuz?


71. Önceki
mesajlara muhatap olmuş topluluklar, siz neden saçma sapan şeylerle insanların
kafasını karıştırıp bile bile gerçeği gizliyorsunuz?


72-74. Önceki
mesajlara muhatap olmuş bu toplulukların arasından bazı kişiler, “Muhammed’e
sunulan mesaja güvendiğini söyleyenlerle konuşurken onları vazgeçirmek için bir
gün güvendiğimizi söyleyip başka bir gün güvenmediğimizi söyleyelim. Dinimizi
kabul etmeyenlere kesinlikle güvenmemeliyiz” diyorlar. Onlara: "Doğru yol,
Tanrı'nın gösterdiği yoldur. Size zamanında gönderilen mesajın bir benzeri
şimdi başka bir topluluğa gönderiliyor diye ve yarın Tanrı’nın huzurunda sizin
aleyhinize delil olarak sunarlar diye mi ona güvenmiyorsunuz! Mesajını sunmak
Tanrı’nın elinde olan bir lütuftur. Bunu dilediğine nasip eder. O her şeyin
farkındadır. Mesajını aktarmak için istediğini elçi olarak görevlendirmiştir. Tanrı
pek çok lütuf sahibidir" de.


75. Önceki
mesajlara muhatap olmuş bu toplulukların arasından bazı kişiler gerçekten
sözünün eridir ama birçoğu en ufak bir konuda bile güvenilmezdir. Bizzat kendin
ilgilenmen gerekir. Çünkü onlar, “Müşriklerin malı canı kanı helaldir” diye
fetvalar uyduruyorlar. Tanrı’nın adını kullanarak yalan uyduruyorlar.


76. Hayır, bu tür
iddialar tamamen yalandır. Her kim Tanrı'dan sakınır ve onun sözüne uyarsa
elbette o kendini düzeltenleri sever.


77. Basit
menfaatleri, verdikleri güvencelere ve Tanrı'nın sözüne tercih edenler diriliş
sonrası hayatta mahvolacaklar. Diriliş günü Tanrı onlara hiçbir değer
vermeyecek, onları hiç umursamayacak ve kurtarmayacak. Onları acı bir cezaya
çarptıracak.


78. Önceki
mesajlara muhatap olmuş bu toplulukların arasından bazı kişiler de Tanrı’nın bu
mesajını kötüleyip “Alın işte Tanrı’nın mesajı böyle bir şey” diyorlar. Halbuki
o Tanrı’nın mesajı değildir. Bunu bile bile Tanrı’nın adını kullanarak yalan
uyduruyorlar.


79. Tanrı’nın elçi
olarak seçip hikmetli bir mesaj gönderdiği hiçkimse “Tanrı’nın yanısıra bana da
itaat edin” dememiştir. Tam aksine, “Hepiniz Tanrı’nın mesajını öğrenip
kavrayarak aydın kişiler olun” demiştir.


80. Tanrı doğa
güçlerine veya elçilere boyun eğmenizi istemez. O sadece kendisine teslim
olmanızı ister, putperest olmanızı değil!


81. Tanrı bütün
elçilerine de: “Size öğüt dolu buyruğumu sunduktan sonra halihazırdaki mesajı
güncelleyen yeni bir elçi görevlendirdiğimde ona güvenin ve onu destekleyin”
diye emretmişti. “Kabul edip bu sorumluluğu alıyorsunuz değil mi” diye sorunca,
“Elbette kabul ediyoruz” dediler. O da: “Bunu sakın unutmayın, ben de
unutmayacağım” dedi.


82. Bu gerçekleri
hâla umursamayanlar, suçluların ta kendileridir.


83. Tanrı’nın
ilkelerini umursamıyorlar mı? Halbuki evrendeki her şey ister istemez ona
teslim olmaktadır ve sonunda hepiniz onun huzuruna çıkarılacaksınız.


84. Onlara şunu
söyle: “Biz Tanrı'ya teslim olduk. Ona güveniyoruz. Elçilerinin hiçbiri
arasında ayrım yapmıyoruz. Bize gönderdiği mesaja da, İbrahim'e İsmail'e
İshak'a Yakup'a ve onların neslinden görevlendirilmiş diğer elçilere sunulan
mesajlara da, Musa'ya İsa'ya ve tüm elçilere Tanrı’nın sunduğu bütün mesajlara
da güveniyoruz.”


85. Tanrı’ya teslim
olmaktan başka hiçbir hayat tarzı kişiyi diriliş sonrası hayatta
kurtaramayacak, böyle kişiler mahvolacaklar.


86. Muhammed’in
gerçekten Tanrı’nın net mesajını aktaran bir elçi olduğunu anladıkları halde
güvenmekten vazgeçenleri Tanrı beraat ettirmeyecek. O böyle suçluları asla
beraat ettirmeyecek.


87. Tanrı onları
dışlayacak, hiçbir insan veya melek onları kurtaramayacak.


88. İçinde sonsuza
dek kalmak üzere cehennem ateşine girecekler. Cezaları asla hafifletilmeyecek
başka bir fırsat da tanınmayacak.


89. Fakat Tanrı
bunlardan vazgeçip kendini düzeltenlere acıyıp bağışlar.


90. Muhammed’in
gerçekten Tanrı’nın net mesajını aktaran bir elçi olduğunu anladıkları halde
güvenmekten vazgeçen ve güvenmemiş bir şekilde ömrünü tüketenler kesinlikle
bağışlanmayacak, yüzüstü kalacaklar.


91. Güvenmeyen ve
güvenmemiş bir şekilde ömrünü tüketenler dünyayı verseler de kurtulamayacaklar.
Acı bir cezaya çarptırılacaklar ve onları hiçkimse kurtaramayacak.


92. Tutkuyla bağlı
olduğunuz şeyleri Tanrı uğruna gözden çıkarmadıkça ona güvenmiş sayılmazsınız.
Tanrı yaptığınız bütün fedakarlıkların farkındadır.


93. Yakupoğullarına
hiçbir yiyeceği yasaklamadım. Tevrat mesajında hiç böyle bir şey olmamasına
rağmen kendi kendilerine yasaklar uydurdular. Onlara: "Eğer iddianızda
samimiyseniz Tevrat’ı inceleyin" de.


94. Buna rağmen
hâla Tanrı adını kullanarak yalan uydurmaya devam edenler, suçluların ta
kendileridir.


95. Onlara şunu
söyle: “Tanrı doğruyu göstermiştir. Bütün benliğiyle Tanrı’ya yönelip ondan
başka hiçkimseye boyun eğmeyen İbrahim'in gittiği yoldan yürüyün.”


96-97. Kısacası
bütün insanların uyması gereken tek sistem; net mesajlarla bildirilen, herkese
doğru yolu gösteren ve İbrahim’in de uyduğu bu değerli sistemdir. Bu sisteme
uyanlar kurtulacak. Tanrı herkesin elinden geldiğince bu sistemi öğrenmesini
emretmiştir. Kim de güvenmezse bilsin ki Tanrı'nın hiçkimseye ihtiyacı yoktur.


98. Önceki
mesajlara muhatap olmuş topluluklar, siz neden Tanrı’nın bu mesajına
güvenmiyorsunuz? Tanrı sizin ne için çabaladığınızın farkında.


99. Siz bunun da
Tanrı’nın bir mesajı olduğunu anladığınız halde neden insanları Tanrı'nın
mesajına güvenmekten vazgeçirmeye ve onu sapkınlık olarak göstermeye
çalışıyorsunuz? Elbette Tanrı sizin ne için çabaladığınızın farkında.


100. Ey güvendiğini
söyleyenler, eğer onlara uyarsanız önceki mesajlara muhatap olmuş toplulukların
çoğu ona olan güveninizden caydırırlar.


101. Tanrı’nın
elçisi canlı canlı size onun mesajını aktarıyorken nasıl güvenmezsiniz? Bilin
ki doğru yolda olanlar Tanrı’ya sımsıkı sarılanlardır.


102-103. Ey
güvendiğini söyleyenler, ömrünüz boyunca Tanrı’ya teslim olarak yaşayın ve
elinizden geldiğince ondan sakının. Hepiniz Tanrı’nın ortaya koyduğu sisteme
sımsıkı sarılın, cemaatleşmeyin. Tanrı’nın size gönderdiği bu güzel mesajdan
öğüt alın. Siz daha önceden birbirinizle çekişen insanlar iken, onun mesajı
sayesinde birbirinize karşı kanınız ısındı, yoldaş oldunuz. Ateşe girmenize
ramak kala sizi kurtardı. Tanrı size doğru yolu göstermek için her konuda
mesajını net bir şekilde ortaya koyuyor.


104. Eğer doğru
şeyleri yapıp yanlış şeylerden sakınan iyi insanlar olursanız kurtulacaksınız.


105. Size de net
bir mesaj aktarılmasına rağmen ötekiler gibi anlaşmazlığa düşüp gruplaşmayın.
Böyle kişiler dehşetli bir cezaya çarptırılacaklar.


106. O gün bazıları
sevinç dolar, bazılarının da yüreği ağzına gelir. Yüreği ağzına gelenler: “Tanrı’ya
güvenmekten caydınız demek!
Güvenmediğiniz için
cezanızı çekin bakalım” denilecek olan kişilerdir.


107. Sevinçle
dolanlar ise, Tanrı’nın merhamet ederek hasbahçeye yerleştireceği ve orada
sonsuza dek kalacak olan kişilerdir.


108. Bu sana
Tanrı'nın bildirdiği mesajıdır. Tanrı hiçkimseye haksızlık yapmaz.


109. Bütün evren
Tanrı’nındır. O her şeyin hakimidir.


110. Tanrı’ya
güvenerek ve doğru şeyleri yapıp yanlış şeylerden sakınarak bu halka örnek
olun. Önceki mesajlara muhatap olmuş topluluklar da güvenirse, kendi
yararlarınadır. Onlardan bazıları güveniyor ama çoğu suçluların ta
kendileridir.


111. Onlar yapacağı
şeylerle size hiçbir zarar veremeyecekler. Sadece sözleri sizi üzer. Eğer
kendinizi savunursanız, sizden kaçarlar. Onlar asla amaçlarına ulaşamayacaklar.


112. Onlar nerede
yaşarlarsa yaşasınlar Tanrı’nın ortaya koyduğu sisteme sarılıp insanlara
verdiği güvencelere uymadıkları sürece, sıkıntı ve sefalete maruz kalıp
Tanrı'nın öfkesine uğrarlar. Çünkü onlar Tanrı'nın mesajına
güvenmiyorlar ve kendilerini uyaran kişileri haksız yere öldürüyorlar.
Çünkü onlar Tanrı'nın mesajına aykırı davranıp sınırı aşıyorlar.


113-114. Önceki
mesajlara muhatap olmuş toplulukların içindeki her insan elbette bir değil.
Onların arasında Tanrı'ya ve diriliş sonrası hayatın gerçekleşeceğine güvenen,
sabah akşam Tanrı’nın mesajını okuyup ona uyan, doğru şeyleri yapıp yanlış
şeylerden sakınan doğru düzgün kişiler de var. Kurtulacak olanlar işte böyle
kişilerdir.


115. Yaptığınız
hiçbir iyilik karşılıksız kalmayacak. Tanrı kendisinden sakınanların
farkındadır.


116.
Güvenmeyenlerin ise ne malı mülkü ne de çoluk çocuğu onları Tanrı’dan
kurtaramayacak, sonsuza dek ateşte yanacaklar.


117. Diriliş öncesi hayatın peşinde koşmak, afete
uğrayıp mahvolacak bir tarlada çiftçilik yapmak gibidir. Onlar suçlu oldukları
için çok büyük zarara uğrayacaklar. Tanrı onlara hiçbir haksızlık yapmıyor,
onlar kendilerine yazık ediyorlar.


118. Ey güvendiğini
söyleyenler, sizden olmayanlara içinizi dökmeyin. Yoksa her fırsatta sizi
sıkıntıya sokmaya çalışırlar. Onlar sizin hep zor duruma düşmenizi istiyorlar.
Size duydukları kinleri, konuşmalarından da belli olmaktadır. İçlerindeki
nefret ise daha büyüktür. Siz düşünün diye mesajımı net bir şekilde ortaya
koyuyorum.


119. Siz onlara
kucak açıyorsunuz ama onlar size kucak açmıyor. Siz Tanrı’nın bütün mesajlarına
güveniyorsunuz ama onlar sizin yüzünüze karşı bu mesaja güvendiğini söylüyor,
birbirleriyle başbaşa kaldıklarında size olan öfkelerinden kuduruyorlar. Onlara
şunu söyle: “Öfkenizden çatlayın! Tanrı herkesin içini bilir.”


120. Sizin sıkıntı
yaşamanız onların hoşuna gidiyor, rahatlığa kavuşmanız onların canını sıkıyor.
Eğer Tanrı’dan sakınıp her durumda ona bağlılık göstermeye devam ederseniz,
onların planlarının size hiçbir zararı olmayacak. Tanrı onların ne için
çabaladığının farkında.


121. Bir gün sen
erkenden evinden çıkmıştın. Eğer onlar sizinle çatışırsa kendinizi savunmak
için güvenenler arasında iş bölümü yapıyordun. Tanrı her şeyi işitir ve bilir.


122. Tanrı sizi
desteklediği halde aranızdan bazı kişiler kendini çaresiz hissetmişti. Tanrı'ya
güvenenler kendini ona bıraksın.


123. Onlar sizden
güçlü olmasına rağmen, Tanrı sizin yenmenizi sağladı. Tanrı’ya bütün bunların
karşılığını vermek için daima ondan sakının.


124. Güvenenlere
de: “Tanrı’nın onlarca doğa gücüyle sizi desteklemesi yetmez mi” demiştin.


125. Elbette, eğer
siz Tanrı’dan sakınıp her durumda ona bağlılık göstermeye devam ederseniz,
onlar aniden baskın yapsalar dahi Tanrı sizi görevlendirdiği yüzlerce doğa
gücüyle destekler.


126. Tanrı bunu
sırf içinizi rahatlatıp sevindirmek için yapıyor, yoksa o direkt olarak da sizi
zafere ulaştırabilir. Onun her şeye gücü yeter ve adaletlidir.


127. Güvenmeyen o
kişilerin gücünü kırar ve haddini bildirir, hüsrana uğrarlar.


128. Bunu sakın
kendinize mâl etmeyin. O suçluların cezalandırılıp cezalandırılmaması sadece
Tanrı’nın elindedir.


129. Bütün evren
Tanrı’nındır. O dilediğini kurtarıp dilediğini cezalandıracak. Tanrı
bağışlayıcı ve şefkatlidir.


130. Ey güvendiğini
söyleyenler, verdiğiniz borçlardan faiz alarak havadan kazanç sağlamayı
bırakın. Kurtuluşa ermek için Tanrı'dan sakının.


131.
Güvenmeyenlerin ceza olarak atılacağı ateşe girmemek için gerekeni yapın.


132. Merhamet görmeniz
için Tanrı'nın elçisini dinleyin. 


133-135. Tanrı
tarafından bağışlanıp evren kadar büyük olan hasbahçeyi kazanabilmek için
elinizden geleni yapın. Oraya Tanrı’dan sakınan, rahatlıkta da sıkıntı da
onun uğruna harcamalar yapan, sinirlerine hakim
olan, millete anlayışlı davranan, -Tanrı kendini düzeltenleri sever-, bilmeden
bir kötülük işlese Tanrı’yı hatırlayıp bağışlanma dileyen, -zaten kötülükleri
ondan başka hiçkimse bağışlayamaz-, bile bile kötülük yapmayan kişiler girecek.


136. İşte böyle
kişiler Tanrı tarafından bağışlayıp içlerinden dereler akan ve sonsuza dek
kalacakları bahçelerle mükafatlandırılacaklar. Ne harikadır onların
çabalarının mükafatı!


137. Önceki
toplumların durumu size anlatıldı. Yeryüzünde dolaşın da güvenmeyenlerin
sonunun nasıl olduğunu görün.


138. İşte bu; bu
halka gönderilmiş bir mesaj ve sakınanlara doğru yolu gösteren bir öğüttür.


139. Eğer gerçekten
güveniyorsanız, üzülmenize yılmanıza gerek yok, çünkü sonunda kazanacak olan
sizsiniz.


140. Siz yara
aldıysanız, onlar da yara aldı. Tanrı insanlar arasında devranı devamlı
döndürür. Böylece kimin kendisine güvenip güvenmediğini ortaya çıkarır ve de
güvenenleri tanık tutar. Tanrı suçluları sevmez.


141. Tanrı
güvenenleri kurtaracak, güvenmeyenleri ise mahvedecek.


142. Tanrı
kendisine bağlılık gösterip onun uğruna mücadele edenleri ortaya çıkarmadan
hasbahçeye girebileceğinizi mi sandınız?


143. Daha önceden
ölüm hakkında ezbere konuşuyordunuz, işte şimdi onunla karşıya karşıya geldiniz
fakat şimdi de birbirinizle tartışıyorsunuz.


144. Muhammed bir
elçiden başka bir şey değildir. Ondan önce de nice elçiler görevlendirilmiştir.
Şimdi o öldürülürse veya ölürse, gittiğiniz yoldan vaz mı geçeceksiniz? Böyle
yapan olursa Tanrı’ya hiçbir zararı yoktur. Tanrı kendisine karşılık verenleri
mükafatlandıracaktır.


145. Tanrı'dan
habersiz ve onun belirlediği süre dolmadan hiçkimse ölmez. Kim diriliş öncesi
hayatı kazanmaya çalışırsa, ona ondan veririm. Kim de diriliş sonrası hayatı
kazanmaya çalışırsa ona da ondan veririm. Bana karşılık verenleri
mükafatlandıracağım.


146. Nice elçilerle
birlikte aydın kişiler yapılan saldırılara karşı kendilerini savundular.
Tanrı’nın mesajı uğruna başlarına gelen olaylardan korkup yılmadılar, pes
etmediler. Tanrı kendisine bağlılık gösterenleri sever.


147. Onlar hiç
sızlanmamışlardı, yalnızca: “Tanrım yanlışımızı kusurumuzu bağışlayınız, bize
cesaret veriniz. Güvenmeyenlere karşı bize zafer veriniz” diye dua etmişlerdi.


148. Tanrı da
onları diriliş öncesi hayatta mükafatlandırdığı gibi diriliş sonrası hayatta da
muhteşem bir şekilde mükafatlandıracak. Tanrı kendini düzeltenleri sever.


149. Ey güvendiğini
söyleyenler, eğer güvenmeyenlere uyarsanız sizi de gittiğiniz yoldan
caydırırlar da çok büyük bir zarara uğrarsınız.


150. Onlara değil,
Tanrı’ya uyun. Tek kurtarıcı odur!


151. Tanrı’nın
hiçbir yetki vermediği kişilere boyun eğenleri dehşete düşüreceğim. Onları
ateşe sokacağım. O suçluların sonu çok kötü olacak.


152. Tanrı size
verdiği destek sözünü tutmuş ve böylece onun lütfuyla onları dağıtmış ve zafere
çok yaklaşmıştınız. Fakat çok istediğiniz zaferin geldiğini gördüğünüz anda
gevşediniz, kendi aranızda anlaşmazlık yaşayıp arıza çıkardınız. Yani
bazılarınız diriliş sonrası hayatı tercih ettiği halde aranızdan bazıları
diriliş öncesi hayatı tercih ediyordu. Buna rağmen Tanrı size lütfederek
bağışlamış ve onlardan kurtarmıştır. Tanrı kendisine güvenenlere karşı çok
cömerttir.


153. Elçi sizi
çağırdığı halde, bazılarınız arkasına bakmadan kaçıyordu. Ellerinden kaçan
ganimetleri ve kaybettikleri zaferi bile düşünemeyecek kadar perişan
durumdaydılar. Tanrı yaptığınız her şeyin farkındadır.


154. Bir süre sonra
bazılarınızı rahatlatan bir iç huzuru sundu. Diğerleri ise can derdine düşmüş,
Tanrı hakkında yanlış fikirlere kapılmıştı. “Yönetimde sözümüz mü geçiyor ki!”
diyorlardı. Onlara: “Tanrı’dan habersiz hiçbir şey gerçekleşmez!” de. Onlar
asıl düşüncelerini içlerinde tutuyor, sana söylemiyorlar. Aslında, “Eğer
bir karar yetkimiz olsaydı, ardımızda bu kadar çok ölü bırakmazdık” demek
istiyorlardı. Onlara: “Buralara gelmemiş olsaydınız bile eğer size tanınan süre
dolduysa, hiç sebep olmadan da ölürdünüz” de. İşte böylece Tanrı içinizdekileri
ortaya çıkarıp bilinçlerinizdeki yanlışı düzeltiyor. Tanrı herkesin içini
bilir.


155. Çatışma
yaşadığınız gün görevden kaçanlarınız, biriktirdikleri şeyler yüzünden
saptırıcılara kandı. Yine de Tanrı onları cezalandırmadı. O anlayışlıdır,
bağışlayıcıdır. 


156. Ey güvendiğini
söyleyenler, siz sakın Tanrı’ya güvenmeyen kişilerin seyahatte veya savaşta
ölen arkadaşları için “Gitmeselerdi, savaşmasalardı ölmezlerdi, vurulmazlardı”
dediği gibi demeyin. Tanrı da onları ızdırap içinde terkediyor. Çünkü hayatı
veren de alan da odur. Tanrı çabalarınızın farkındadır.


157. Tanrı’nın
mesajı uğruna vurulup ölerek, onun tarafından bağışlanıp hasbahçeyle
mükafatlandırılmanız insanların biriktirdiği bütün servetlerden daha üstündür.


158. Savaşta da
ölseniz normal bir şekilde de ölseniz zaten sonunda hepiniz Tanrı’nın huzuruna
çıkarılacaksınız.


159. Senin
takipçilerine hoşgörülü davranman, Tanrı’nın rahmetinin bir eseridir.
Onlara saygısız anlayışsız davransaydın, seninle ipleri koparabilirlerdi.
Onlarla çekişme, onlara sahip çık. Sorunlarınızı birbirinize
danışarak çözün. Karar verip uygulamaya koyulduktan sonra da Tanrı’ya teslim
olun. Tanrı kendisine teslim olanları sever.


160. Eğer Tanrı
size yardım ederse, hiçkimse sizi yenemez. Eğer o size yardım etmezse,
hiçkimsenin yardımı size fayda etmez. Tanrı'ya güvenenler kendini ona bıraksın.


161. Bir elçinin
eşkiyalıkla işi olmaz. Eşkiyalık yapanlar, eşkiyalık yapmanın ne demek olduğunu
diriliş günü anlayacaklar. Herkes hiçbir haksızlığa uğramadan çabasının
karşılığını görecek.


162. Tanrı’yı
hoşnut etmeye çalışanla onu öfkelendiren bir olur mu? Böyle kişiler cehenneme
girecek. Ne kötü bir son!


163. Bu iki grup
insan Tanrı’ya göre bir değildir. Elbette Tanrı herkesin ne için çabaladığının
farkında.


164. Tanrı büyük
yanlışlar içinde olan bir halkın içinden mesajını aktarması, öğüt dolu
buyruğunu öğretip onları arındırması için bir elçi seçerek güvenenlere karşı
büyük bir lütufta bulunmuştur.


165. İki misli
kayıp verdirdiğiniz bir yenilgiye şimdi kendileri uğrayınca: “Bu başımıza neden
geldi?” mi diyorlar. Onlara bunun kendi hataları olduğunu söyle. Tanrı’nın her
şeye gücü yeter.


166-167. Çatışma
yaşadığınız gün başınıza gelen her şeyden Tanrı’nın haberi var. Böylece
gerçekten güvenenler de ikiyüzlüler de ortaya çıkmış oluyor. Onlara: “Tanrı'nın
mesajı yüzünden bize savaş açanlara karşı kendimizi savunalım, saldırıyı
püskürtelim” denildiğinde, “Biz bu işlerden anlamayız, eğer anlasaydık biz de
katkıda bulunurduk” diyorlar. Kendi söylediklerine kendileri bile inanmıyorlar.
O gün böyle kişilerin Tanrı’ya güvenmekle bir alakası yoktu. Tanrı onların
içini bilmektedir.


168. Hem destek
vermiyorlar hem de ölen arkadaşları için: “Onlar da bizim gibi yapıp bu işlere
bulaşmasalardı öldürülmezlerdi” diyorlar. Onlara şunu söyle: “Eğer haklıysanız
kendi ölümünüzü engelleyin bakalım.”


169. Tanrı'nın
mesajı uğruna öldürülmüş olan arkadaşlarınızın heder olduğunu
sanmayın. Onlar ipi göğüsledi. Tanrı tarafından mükafatlandırılacaklar.


170. Tanrı’nın
kendilerine lütfuyla sunduğu şeylerle keyif sürecekler. Kendilerinden sonra
gelen nesillerle birlikte sevinçten havalara uçacaklar. Hiçbir şekilde
korkmayacak ve üzülmeyecekler. 


171. Tanrı’nın
lütfuyla verdiği mükafatlar sayesinde hoşça vakit geçirecekler. Elbette o
kendisine güvenenleri karşılıksız bırakmayacak.


172. Sıkıntıya
uğrasa da Tanrı’nın elçisinin aktardığı çağrıya uymaya devam eden, kendini
düzelten ve Tanrı’dan sakınanlara muhteşem bir mükafat verilecek.


173. Onlar
kendilerine: “Millet size karşı cephe almış, dikkat edin” denildiğinde, “Biz
Tanrı’ya güveniyoruz, ne harika bir kurtarıcı!” diyorlar. Ona güvenmekten
vazgeçmiyorlar.


174. Onlar
Tanrı’nın hoşnutluğunu kazanacaklar. Tanrı’nın lütfuyla verdiği mükafata
kavuşunca da, daha önceden hiçbir sıkıntı yaşamamış gibi olacaklar. Tanrı’nın
lütfu muhteşemdir.


175. Saptırıcılar
kendilerine uyanlardan başkasını korkutamaz. Onlardan asla korkmayın. Eğer bana
güveniyorsanız, benden başkasından korkmayın.


176. Güvenmeyenlere
kafanı takma. Onların güvenmemesinin Tanrı’ya hiçbir zararı yok. Tanrı onlara
diriliş sonrası hayatta dehşetli cezadan başka bir pay vermeyecek.


177. Güvenmeyi
bırakıp da güvenmemeye başlayanların Tanrı’ya hiçbir zararı yok. Onlar acı bir
cezaya çarptırılacaklar.


178. Güvenmeyenler,
kendilerine tanıdığım mühleti iyi bir şey sanmasınlar. Çünkü onlara tanıdığım
bu sürenin, onların suçunu artırmaktan başka bir faydası yok. Onlar ağır
bir cezaya çarptırılacaklar.


179. Elbette Tanrı
güvenenleri bu şekilde bırakmayacak. Sonunda o gerçekten samimi olanlarla,
ikiyüzlüleri ayıracak. Tanrı sizinle tek tek görüşmez, dilediği bir kişiyi
kendine elçi olarak seçer. Size düşen onun elçilerinin aktardığı mesaja
güvenmektir. Eğer güvenir ve ondan sakınırsanız muhteşem bir mükafat
alacaksınız.


180. Tanrı’nın
herkesin kullanıma sunduğu kaynaklar konusunda açgözlülük yapanlar bunun
kendileri için iyi bir şey olduğunu sanmasın, tam aksine bu onlar için çok kötü
bir şeydir. Onlar açgözlülük yapmanın ne demek olduğunu diriliş günü
anlayacaklar. Evrenin tek sahibi Tanrı’dır. O ne için çabaladığınızın
farkındadır.


181. Tanrı, “Bizim
Tanrı’ya ihtiyacımız yok, Tanrı’nın bize ihtiyacı var” diyenlerin sözlerini de
biliyor. Onların bu iddialarını ve kendilerini uyaranları haksız yere
öldürmelerini kaydedip daha sonra: “Haydi çekin bakalım yanma cezasını”
diyeceğim.


182. Bu sadece
sizin çabanızın karşılığı! Tanrı, kullarına hiçbir haksızlık yapmaz.


183. “Elçi olduğunu
söyleyen kişi bir sunu sunup da o sunu Tanrı tarafından gökten düşen yıldırımla
yakılmadıkça o kişiye güvenmemizi Tanrı yasakladı” diye iddia edenlere de şunu
söyle: “Benden önceki çağlarda nice elçi size net bir mesaj aktarmıştı. Eğer
haklıysanız, neden onları, hatta o bahsettiğiniz olayın gerçekleştiği elçiyi
bile öldürdünüz?”


184. Onlar sana
güvenmiyorlarsa, onlardan önceki toplumlar da kendileri için görevlendirilen
elçiler onlara öğüt dolu, net ve aydınlatıcı bir mesaj aktardığı halde
güvenmemişlerdi. 


185. Elbette herkes
ölecek. Diriliş günü çabanızın karşılığını göreceksiniz. Ateşe gönderilmeyip
hasbahçeye yerleştirilenler büyük bir kurtuluşa ermiş demektir. Diriliş öncesi
hayat ise heybetli bir dekordan ibarettir.


186. Hem mal mülkle
hem de birbirinizle sınanıyorsunuz. Bundan önce mesaj gönderilmiş
topluluklardan veya Tanrı'nın mesajını bilmeyen kişilerden bazıları sizi
incitecek sözler söylüyor fakat siz Tanrı’dan sakınıp her durumda ona bağlılık
göstermeye devam edin. Sizden yapmanız istenenler işte bunlar.


187. Tanrı bundan
önce mesaj gönderilmiş topluluklara da mesajını örtbas etmemelerini, net bir
şekilde ortaya koymalarını emretmişti fakat onlar bunu hiç önemsemediler.
Basit menfaatleri onun mesajına tercih ettiler. Ne yanlış bir tercih!


188. Gerçekte
hayata geçirmedikleri güzel vasıflarla anılmaktan hoşlanıp da yaptığı
kötülüklerden rahatsız olmayanlar cezalandırılmayacağını sanmasınlar! Onlar acı
bir cezaya çarptırılacaklar.


189. Tanrı evrenin
hakimidir, onun her şeye gücü yeter.


190. Evrenin oluşumu
ve gece ile gündüzün değişimi akıllılar için bir ibrettir.


191-194. Onlar
hiçbir durumda Tanrı’yı unutmazlar. Evrenin oluşumunu düşünüp: “Tanrım siz çok
yücesiniz. Bunca şeyi boşuna oluşturmadınız. Bizi ateşle cezalandırılmaktan
esirgeyiniz. Ateşe attığınız perişan olur. Suçluları hiçkimse kurtaramaz. Tanrım,
biz “R Tanrı’ya güvenin” diyerek size güvenmemizi söyleyen birini duyduk ve
hemen güvendik. Tanrım, yanlışımızı kusurumuzu bağışlayınız. Ömrümüz boyunca
size güvenerek yaşamamızı sağlayınız. Tanrım, elçilerinle bize bahsetmiş
olduğunuz mükafatı kazanmamızı sağlayınız. Diriliş günü bizi rezil olmaktan
koruyunuz. Siz elbette sözünüzden dönmezsiniz” diye dua ederler.


195. Tanrı da
onlara: “Ben hiçbirinizin çabasını karşılıksız bırakmayacağım. İster erkek
olun, ister kadın farketmez; hepiniz eşitsiniz. Mesajım uğruna baskıya
uğrayan, ülkesinden kovulan, göç eden ve saldırıya uğrayıp kendini savunanları
bağışlayacağım. Onları içlerinden dereler akan bahçelere yerleştireceğim” diye
karşılık verdi. İşte bu Tanrı’nın mükafatıdır! Tanrı muhteşem bir mükafat
vadediyor.


196. Tanrı’ya
güvenmeyenlerin ülkede keyfince yaşamalarına aldanma.


197. Bir süre
yaşarlar ve ileride cehenneme girerler. Ne kötü bir meskendir o!


198. Tanrıdan
sakınanlar ise içlerinden dereler akan ve sonsuza dek kalacakları
bahçelerle mükafatlandırılacak, Tanrı tarafından ağırlanacaklar. Tanrı'nın
kendisine güvenenlere vadettikleri her şeyden üstündür 


199. Önceki
mesajlara muhatap olmuş toplulukların arasından, kendilerine gönderilmiş olan
mesaja da size gönderilmiş olan mesaja da güvenen, basit menfaatleri Tanrı’nın
mesajına tercih etmeyen kişiler de Tanrı tarafından mükafatlandırılacaklar.
Tanrı'nın yargılaması hızlıdır.


200. Ey güvendiğini
söyleyenler, kararlı bir şekilde Tanrı’ya bağlılık göstermeye devam edin.
Yalpalamayın. Kurtuluşa ermek için Tanrı'dan sakının.


Yorum Gönder

0 Yorumlar