Bakara Süresi Dua Ayetleri





Rahman ve Rahim olan Allah adıyla 
Bakara 2/186 Kullarım sana benden sorarlarsa (bilsinler ki) ben
onlara yakınım. Bana dua ettiğinde dua edenin duasını kabul ederim. Şu
halde benim çağrıma kulak versin ve bana iman etsinler. Olur ki doğru
yola uyarlar.

Bakara 2/32 Dediler ki “Seni bütün
eksikliklerden uzak tutarız. Senin bize öğrettiklerinden başka bizim
hiçbir bilgimiz yoktur. Şüphesiz her şeyi hakkıyla bilen, her şeyi
hikmetle yapan sensin” dediler.
قَالُواْ سُبْحَانَكَ لاَ عِلْمَ لَنَا إِلاَّ مَا عَلَّمْتَنَا إِنَّكَ أَنتَ الْعَلِيمُ الْحَكِيم
Kâlû subhâneke lâ ilme lenâ illâ mâ allemtenâ inneke entel alîmul hakîm(hakîmu).

Bakara 2/120 Dinlerine
uymadıkça yahudiler de hıristiyanlar da asla senden razı
olmayacaklardır. De ki: Doğru yol, ancak Allah'ın yoludur. Sana gelen
ilimden sonra onların arzularına uyacak olursan, andolsun ki, Allah'tan
sana ne bir dost ne de bir yardımcı vardır.
َلَن تَرْضَى عَنكَ
الْيَهُودُ وَلاَ النَّصَارَى حَتَّى تَتَّبِعَ مِلَّتَهُمْ قُلْ إِنَّ
هُدَى اللّهِ هُوَ الْهُدَى وَلَئِنِ اتَّبَعْتَ أَهْوَاءهُم بَعْدَ
الَّذِي جَاءكَ مِنَ الْعِلْمِ مَا لَكَ مِنَ اللّهِ مِن وَلِيٍّ وَلاَ
نَصِيرٍ
Ve len terdâ ankel yahûdu ve len nasârâ hattâ tettebia
milletehum kul inne hudâllâhi huvel hudâ ve le initteba’te ehvâehum
ba’dellezî câeke minel ilmi, mâ leke minallâhi min veliyyin ve lâ
nasîr(nasîrin).

Bakara 250 Onlar, Calut ve ordusuna karşı
meydana (savaşa) çıktıklarında, dediler ki: "Rabbimiz, üzerimize sabır
yağdır, adımlarımızı sabit kıl (kaydırma) ve kâfirler topluluğuna karşı
bize yardım et."
وَلَمَّا بَرَزُواْ لِجَالُوتَ وَجُنُودِهِ قَالُواْ
رَبَّنَا أَفْرِغْ عَلَيْنَا صَبْرًا وَثَبِّتْ أَقْدَامَنَا وَانصُرْنَا
عَلَى الْقَوْمِ الْكَافِرِينَ
Ve lemmâ berazû li câlûte ve cunûdihî
kâlû rabbenâ efrig aleynâ sabren ve sebbit ekdâmenâ vensurnâ alel kavmil
kâfirîn(kâfirîne).

Bakara 2/ 245 Allah'a karşılığını çok
arttırma ile kat kat arttıracağı güzel bir borcu verecek olan kimdir?
Allah, daraltır ve genişletir ve siz O'na döndürüleceksiniz.
مَّن ذَا
الَّذِي يُقْرِضُ اللّهَ قَرْضًا حَسَنًا فَيُضَاعِفَهُ لَهُ أَضْعَافًا
﴾كَثِيرَةً وَاللّهُ يَقْبِضُ وَيَبْسُطُ وَإِلَيْهِ تُرْجَعُونَ
﴿٢٤٥Menzellezî yukridullâhe kardan hasenen fe yudâifehu lehû ed’âfen
kesîrah, vallâhu yakbidu ve yebsut ve ileyhi turceûn

Bakara 2/255
Allah... O'ndan başka ilah yoktur. Diridir, kâimdir. O'nu uyuklama ve
uyku tutmaz. Göklerde ve yerde ne varsa hepsi O'nundur. İzni olmaksızın
O'nun katında şefaatte bulunacak kimdir? O, önlerindekini ve
arkalarındakini bilir. (Onlar ise) Dilediği kadarının dışında, O'nun
ilminden hiç birşeyi kavrayıp kuşatamazlar. O'nun kürsüsü, bütün gökleri
ve yeri kaplayıp kuşatmıştır. Onların korunması O'na güç gelmez. O, pek
yücedir, pek büyüktür.
للّهُ لاَ إِلَهَ إِلاَّ هُوَ الْحَيُّ
الْقَيُّومُ لاَ تَأْخُذُهُ سِنَةٌ وَلاَ نَوْمٌ لَّهُ مَا فِي
السَّمَاوَاتِ وَمَا فِي الأَرْضِ مَن ذَا الَّذِي يَشْفَعُ عِنْدَهُ
إِلاَّ بِإِذْنِهِ يَعْلَمُ مَا بَيْنَ أَيْدِيهِمْ وَمَا خَلْفَهُمْ وَلاَ
يُحِيطُونَ بِشَيْءٍ مِّنْ عِلْمِهِ إِلاَّ بِمَا شَاء وَسِعَ كُرْسِيُّهُ
السَّمَاوَاتِ وَالأَرْضَ وَلاَ يَؤُودُهُ حِفْظُهُمَا وَهُوَ الْعَلِيُّ
الْعَظِيمُAllâhu lâ ilâhe illâ huvel hayyul kayyûm(kayyûmu), lâ
te’huzuhu sinetun ve lâ nevm(nevmun), lehu mâ fîs semâvâti ve mâ fil
ard(ardı), menzellezî yeşfeu indehû illâ bi iznih(iznihî) ya’lemu mâ
beyne eydîhim ve mâ halfehum, ve lâ yuhîtûne bi şey’in min ilmihî illâ
bi mâ şâe, vesia kursiyyuhus semâvâti vel ard(arda), ve lâ yeûduhu
hıfzuhumâ ve huvel aliyyul azîm(azîmu).

Bakara 2/ 127-Bir
zamanlar İbrahim, İsmail ile beraber Beytullah'ın temellerini
yükseltiyor, (şöyle diyorlardı.Ey Rabbimiz! Bizden bunu kabul buyur;
şüphesiz sen işitensin, bilensin.
وَإِذْ يَرْفَعُ إِبْرَاهِيمُ
الْقَوَاعِدَ مِنَ الْبَيْتِ وَإِسْمَاعِيلُ رَبَّنَا تَقَبَّلْ مِنَّا
إِنَّكَ أَنتَ السَّمِيعُ الْعَلِيمُ
Ve iz yerfeu ibrâhîmul kavâide minel beyti veismâîl(ismâîlu) rabbenâ tekabbel minnâ inneke entes semîul alîm(alîmu).

Bakara 2/ 128- Rabbimiz! Bizi sana teslim olmuş kimseler kıl.
Soyumuzdan da sana teslim olmuş bir ümmet kıl. Bize ibadet yerlerini ve
ilkelerini göster. Tövbemizi kabul et. Çünkü sen, tövbeleri çok kabul
edensin, çok merhametli olansın.”
رَبَّنَا وَاجْعَلْنَا
مُسْلِمَيْنِ لَكَ وَمِن ذُرِّيَّتِنَا أُمَّةً مُّسْلِمَةً لَّكَ
وَأَرِنَا مَنَاسِكَنَا وَتُبْ عَلَيْنَآ إِنَّكَ أَنتَ التَّوَّابُ
الرَّحِيمُ
Rabbena vec´alna müslimeyni leke ve min zürriyyetina
ümmetem müslimetel leke ve erina menasikena ve tüb aleyna* inneke entet
tevvabür rahiy

Bakara 2/129“Ey Rabbimiz! Onlara, içlerinden senin
âyetlerini okuyacak, kitap ve hikmet öğretecek, onların ruhlarını
arındıracak bir peygamber gönder. Çünkü üstün gelen, her şeyi yerli
yerince yapan sensin.”
رَبَّنَا وَابْعَثْ فِيهِمْ رَسُولاً مِّنْهُمْ
يَتْلُو عَلَيْهِمْ آيَاتِكَ وَيُعَلِّمُهُمُ الْكِتَابَ وَالْحِكْمَةَ
وَيُزَكِّيهِمْ إِنَّكَ أَنتَ العَزِيزُ
الحَكِيمُ
Rabbena veb´as
fihim rasulem minhüm yetlu aleyhim ayatike ve yüallimühümül kitabe vel
hıkmete ve yüzekkıhim* inneke entel azızül hakım

Bakara2/131 -Rabbi, O'na: "Bana teslim ol!" dediğinde; "(Sana), bütün alemlerin Rabbine teslim oldum!" diye cevap verdi.
إِذْ قَالَ لَهُ رَبُّهُ أَسْلِمْ قَالَ أَسْلَمْتُ لِرَبِّ الْعَالَمِينَ
İz kale lehu rabbühu eslim kale eslemtü li rabbil alemin

Bakara 2/135 'Yahudi veya Hıristiyan olun ki doğru yolu
bulasınız' dediler. 'Doğruya yönelmiş olan ve Allah'a eş koşanlardan
olmayan İbrahim'in dinine uyarız' de
وَقَالُواْ كُونُواْ هُودًا أَوْ نَصَارَى تَهْتَدُواْ قُلْ بَلْ مِلَّةَ إِبْرَاهِيمَ حَنِيفًا وَمَا كَانَ مِنَ الْمُشْرِكِينَ
Ve kalu kunu huden ev nesara tehtedu* kul bel millete ibrahime hanıfa* ve ma kane minel müşrikın

Bakara 2/136
Deyin ki: "Biz Allah'a; bize indirilene, İbrahim, İsmail, İshak, Yakub
ve torunlarına indirilene, Musa ve İsa'ya verilen ile peygamberlere
Rabbinden verilene iman ettik. Onlardan hiç birini diğerinden
ayırdetmeyiz ve biz O'na teslim olmuşlarız."
قُولُواْ آمَنَّا
بِاللّهِ وَمَآ أُنزِلَ إِلَيْنَا وَمَا أُنزِلَ إِلَى إِبْرَاهِيمَ
وَإِسْمَاعِيلَ وَإِسْحَقَ وَيَعْقُوبَ وَالأسْبَاطِ وَمَا أُوتِيَ مُوسَى
وَعِيسَى وَمَا أُوتِيَ النَّبِيُّونَ مِن رَّبِّهِمْ لاَ نُفَرِّقُ بَيْنَ
أَحَدٍ مِّنْهُمْ وَنَحْنُ لَهُ مُسْلِمُونَKulu amenna billahi ve ma
ünzile ileyna ve ma ünzile ila ibrahime ve ismaıyle ve ishaka ve ya´kube
vel esbatı ve ma utiye musa ve ıysa ve ma utiyen nebiyyune mir
rabbihim- la nüferriku beyne ehadim minhüm ve nahnü lehu müslimun

Bakara-2/138 Allah'ın (verdiği) rengiyle boyandık. Allah'tan daha güzel rengi kim verebilir? Biz ancak O'na kulluk ederiz deyin
صِبْغَةَ اللّهِ وَمَنْ أَحْسَنُ مِنَ اللّهِ صِبْغَةً وَنَحْنُ لَهُ عَابِدونَ
Sibğatellah.. ve men ahsenü minellahi sıbğatev ve nahnü lehu abidun

Bakara2/142
İnsanların beyinsizleri, 'Yöneldikleri kıbleden onları çeviren nedir?'
diyecekler; de ki: 'Doğu ve batı Allah'ındır. O, dilediğini doğru yola
eriştirir'.
سَيَقُولُ السُّفَهَاء مِنَ النَّاسِ مَا وَلاَّهُمْ عَن
قِبْلَتِهِمُ الَّتِي كَانُواْ عَلَيْهَا قُل لِّلّهِ الْمَشْرِقُ
وَالْمَغْرِبُ يَهْدِي مَن يَشَاء إِلَى صِرَاطٍ مُّسْتَقِيمٍ
Se
yekulüs süfehaü minen nasi ma vellahüm an kibletihimülletı kanu aleyha*
kul lillahil meşriku vel mağrib* yehdı mey yeşaü ila sıratım müstekıym

Bakara 2/156 Sabredenler, kendilerine bir musibet geldiğinde, “Biz Allah'ın kuluyuz ve biz O'na döneceğiz” derler.
الَّذِينَ إِذَا أَصَابَتْهُم مُّصِيبَةٌ قَالُواْ إِنَّا لِلّهِ وَإِنَّا إِلَيْهِ رَاجِعونَ
Ellezine iza esabethüm müsıybetün kalu inna lillahi ve inna ileyhi raciun

Bakara 163 Sizin ilahınız tek bir ilahtır. Rahman ve Rahim olan O'ndan başka ilah yoktur
وَإِلَهُكُمْ إِلَهٌ وَاحِدٌ لاَّ إِلَهَ إِلاَّ هُوَ الرَّحْمَنُ الرَّحِيمُ
Ve ilahüküm ilahüv vahid* la ilahe illa hüver rahmanür rahıym

Bakara 2/ 177 İ
yilik,
yüzlerinizi doğu ve batı taraflarına çevirmeniz(den ibaret) değildir.
Asıl iyilik, Allah’a, ahiret gününe, meleklere, kitap ve peygamberlere
iman edenlerin; mala olan sevgilerine rağmen, onu yakınlara, yetimlere,
yoksullara, yolda kalmışa, (ihtiyacından dolayı) isteyene ve
(özgürlükleri için) kölelere verenlerin; namazı dosdoğru kılan, zekâtı
veren, antlaşma yaptıklarında sözlerini yerine getirenlerin ve zorda,
hastalıkta ve savaşın kızıştığı zamanlarda (direnip) sabredenlerin tutum
ve davranışlarıdır. İşte bunlar, doğru olanlardır. İşte bunlar, Allah’a
karşı gelmekten sakınanların ta kendileridir.
لَّيْسَ الْبِرَّ أَن
تُوَلُّواْ وُجُوهَكُمْ قِبَلَ الْمَشْرِقِ وَالْمَغْرِبِ وَلَكِنَّ
الْبِرَّ مَنْ آمَنَ بِاللّهِ وَالْيَوْمِ الآخِرِ وَالْمَلآئِكَةِ
وَالْكِتَابِ وَالنَّبِيِّينَ وَآتَى الْمَالَ عَلَى حُبِّهِ ذَوِي
الْقُرْبَى وَالْيَتَامَى وَالْمَسَاكِينَ وَابْنَ السَّبِيلِ
وَالسَّآئِلِينَ وَفِي الرِّقَابِ وَأَقَامَ الصَّلاةَ وَآتَى الزَّكَاةَ
وَالْمُوفُونَ بِعَهْدِهِمْ إِذَا عَاهَدُواْ وَالصَّابِرِينَ فِي
الْبَأْسَاء والضَّرَّاء وَحِينَ الْبَأْسِ أُولَئِكَ الَّذِينَ صَدَقُوا
وَأُولَئِكَ هُمُ الْمُتَّقُونَ
Leysel birra en tüvellu vücuheküm
kibelel meşrikı vel mağribi ve lakinnel birra men amene billahi vel
yevmil ahıri vel melaiketi vel kitabi ven nebiyyın* ve atel male ala
hubbihı zevil kurba vel yetama vel mesakıne vebnes sebıli ves sailıne ve
fir rikab* ve ekames salate ve atez zekah* vel mufune bi ahdihim iza
ahedu* ves sabirıne fil be´sai ved darrai ve hıynel be´s* ülaikellezıne
sadeku* ve ülaike hümül müttekun

BAKARA 2/214 Sizden önce
gelip geçenlerin hali başınıza gelmeden cennete gireceğinizi mi
sandınız? Onlara öyle bir yoksulluk, öyle dayanılmaz bir zorluk çattı ve
öylesine sarsıldılar ki, sonunda elçi, beraberindeki mü'minlerle;
"Allah'ın yardımı ne zaman?" diyordu. Dikkat edin. Şüphesiz Allah'ın
yardımı pek yakındır.
أَمْ حَسِبْتُمْ أَن تَدْخُلُواْ الْجَنَّةَ
وَلَمَّا يَأْتِكُم مَّثَلُ الَّذِينَ خَلَوْاْ مِن قَبْلِكُم مَّسَّتْهُمُ
الْبَأْسَاء وَالضَّرَّاء وَزُلْزِلُواْ حَتَّى يَقُولَ الرَّسُولُ
وَالَّذِينَ آمَنُواْ مَعَهُ مَتَى نَصْرُ اللّهِ أَلا إِنَّ نَصْرَ اللّهِ
قَرِيبٌ
Em hasibtüm en tedhulül cennete ve lemma ye´tiküm
meselüllezine halev min kabliküm* messethümül be´saü ved darraü ve
zülzilu hatta yekuler rasulü vellezıne amenu meahu meta nasrullah* ela
inne nasrallahi karıb

Bakara 2/216 Savaş, hoşunuza
gitmediği halde üzerinize yazıldı (farz kılındı). Olur ki hoşunuza
gitmeyen bir şey, sizin için hayırlıdır ve olur ki, sevdiğiniz şey de
sizin için bir şerdir. Allah bilir de siz bilmezsiniz.
كُتِبَ
عَلَيْكُمُ الْقِتَالُ وَهُوَ كُرْهٌ لَّكُمْ وَعَسَى أَن تَكْرَهُواْ
شَيْئًا وَهُوَ خَيْرٌ لَّكُمْ وَعَسَى أَن تُحِبُّواْ شَيْئًا وَهُوَ
شَرٌّ لَّكُمْ وَاللّهُ يَعْلَمُ وَأَنتُمْ لاَ تَعْلَمُونَ
Kütibe
aleykümül kitalü ve hüve kürhül leküm* ve asa en tühıbbu şey´ev ve hüve
şerrul leküm* vallahü ya´lemü ve entüm la ta´lemun

Bakara 2/ 255 Allah...
O'ndan başka ilah yoktur. Diridir, kâimdir. O'nu uyuklama ve uyku
tutmaz. Göklerde ve yerde ne varsa hepsi O'nundur. İzni olmaksızın O'nun
katında şefaatte bulunacak kimdir? O, önlerindekini ve arkalarındakini
bilir. (Onlar ise) Dilediği kadarının dışında, O'nun ilminden hiç
birşeyi kavrayıp kuşatamazlar. O'nun kürsüsü, bütün gökleri ve yeri
kaplayıp kuşatmıştır. Onların korunması O'na güç gelmez. O, pek yücedir,
pek büyüktür.
للّهُ لاَ إِلَهَ إِلاَّ هُوَ الْحَيُّ الْقَيُّومُ
لاَ تَأْخُذُهُ سِنَةٌ وَلاَ نَوْمٌ لَّهُ مَا فِي السَّمَاوَاتِ وَمَا فِي
الأَرْضِ مَن ذَا الَّذِي يَشْفَعُ عِنْدَهُ إِلاَّ بِإِذْنِهِ يَعْلَمُ
مَا بَيْنَ أَيْدِيهِمْ وَمَا خَلْفَهُمْ وَلاَ يُحِيطُونَ بِشَيْءٍ مِّنْ
عِلْمِهِ إِلاَّ بِمَا شَاء وَسِعَ كُرْسِيُّهُ السَّمَاوَاتِ وَالأَرْضَ
وَلاَ يَؤُودُهُ حِفْظُهُمَا وَهُوَ الْعَلِيُّ الْعَظِيمُ

Allâhu
lâ ilâhe illâ huvel hayyul kayyûm(kayyûmu), lâ te’huzuhu sinetun ve lâ
nevm(nevmun), lehu mâ fîs semâvâti ve mâ fil ard(ardı), menzellezî
yeşfeu indehû illâ bi iznih(iznihî) ya’lemu mâ beyne eydîhim ve mâ
halfehum, ve lâ yuhîtûne bi şey’in min ilmihî illâ bi mâ şâe, vesia
kursiyyuhus semâvâti vel ard(arda), ve lâ yeûduhu hıfzuhumâ ve huvel
aliyyul azîm(azîmu).

Bakara 2/ 285
Elçi, kendisine
Rabbinden indirilene iman etti, mü'minler de. Tümü, Allah'a,
meleklerine, Kitaplarına ve elçilerine inandı. 'O'nun elçileri arasında
hiç birini (diğerinden) ayırdetmeyiz. İşittik ve itaat ettik. Rabbimiz
bağışlamanı (dileriz). Varış ancak Sana'dır' dediler

آمَنَ
الرَّسُولُ بِمَا أُنزِلَ إِلَيْهِ مِن رَّبِّهِ وَالْمُؤْمِنُونَ كُلٌّ
آمَنَ بِاللّهِ وَمَلآئِكَتِهِ وَكُتُبِهِ وَرُسُلِهِ لاَ نُفَرِّقُ بَيْنَ
أَحَدٍ مِّن رُّسُلِهِ وَقَالُواْ سَمِعْنَا وَأَطَعْنَا غُفْرَانَكَ
رَبَّنَا وَإِلَيْكَ الْمَصِيرُ
Âmener resûlu bimâ unzile ileyhi min
rabbihî vel mu’minûn(mu’minûne), kullun âmene billâhi ve melâiketihî ve
kutubihî ve rusulih(rusulihî), lâ nuferriku beyne ehadin min
rusulih(rusulihî), ve kâlû semi’nâ ve ata’nâ gufrâneke rabbenâ ve
ileykel masîr(masîru)

Bakara-2/286-Allah, kimseye
gücünün üstünde bir şey teklif etmez. Herkesin kazandığı iyilik kendi
yararına, kötülük de kendi zararınadır. "Rabbimiz, unutur, ya da
yanılırsak bizi sorumlu tutma! Rabbimiz, bize, bizden öncekilere
yüklediğin gibi ağır yük yükleme! Rabbimiz, bize gücümüzün yetmediği
şeyleri yükleme! Bizi affet, bizi bağışla, bize acı! Sen bizim
mevlamız(sahibimiz, efendimiz)sin! kafirler toplumuna karşı bize yardım
eyle!"
لاَ يُكَلِّفُ اللّهُ نَفْسًا إِلاَّ وُسْعَهَا لَهَا مَا
كَسَبَتْ وَعَلَيْهَا مَا اكْتَسَبَتْ رَبَّنَا لاَ تُؤَاخِذْنَا إِن
نَّسِينَا أَوْ أَخْطَأْنَا رَبَّنَا وَلاَ تَحْمِلْ عَلَيْنَا إِصْرًا
كَمَا حَمَلْتَهُ عَلَى الَّذِينَ مِن قَبْلِنَا رَبَّنَا وَلاَ
تُحَمِّلْنَا مَا لاَ طَاقَةَ لَنَا بِهِ وَاعْفُ عَنَّا وَاغْفِرْ لَنَا
وَارْحَمْنَآ أَنتَ مَوْلاَنَا فَانصُرْنَا عَلَى الْقَوْمِ الْكَافِرِينَ
okunuşu
Lâ yukellifullâhu nefsen illâ vus’ahâ lehâ mâ kesebet ve aleyhâ
mektesebet rabbenâ lâ tuâhıznâ in nesînâ ev ahta’nâ, rabbenâ ve lâ
tahmil aleynâ ısran kemâ hameltehu alellezîne min kablinâ, rabbenâ ve lâ
tuhammilnâ mâ lâ tâkate lenâ bih(bihî), va’fu annâ, vagfir lenâ,
verhamnâ, ente mevlânâ fensurnâ alel kavmil kâfirîn(kâfirîne)

Yorum Gönder

0 Yorumlar